TÜRKİYE’DE ZEYTİNCİLİK

Giriş

Türkiye, Avrupa Birliği ülkelerinden sonra zeytin üretiminde ikinci sırada olmasına ve dünyanın belli başlı zeytin bölgeleri arasında yer almasına karşın zeytin tarımı, ülkemizde, ne yazık ki, hak ettiği şekilde gelişmemiştir. Bunun temel nedeni, tarımsal teknik ve teknolojideki gelişmelerin zeytin tarımına yansıtılamamasıdır. Yeni tesis edilecek zeytinliklerde mutlaka modern zeytin yetiştiriciliğinin esasları göz önünde bulundurulmalıdır. Diğer meyve türlerinde olduğu gibi zeytinde de başta sulama ve beslenme olmak üzere bakım işlemlerine gereken önem verilmelidir.

Zeytin ağacı dünyanın en eski meyve ağacı olarak bilinmektedir. Anavatanı Anadolu’dur. Ülkemizde yaklaşık 90 milyon zeytin ağacı bulunmaktadır. Zeytin varlığımızın %75 i çorak ve engebeli kırsal arazilerdedir. Ticari anlamda yetiştiricilik Ege, Marmara ve Akdeniz bölgesinde yapılmaktadır. Ağaç başına verim9 kg civarındadır.

Ürettiğimiz zeytinlerin %90’ ı siyah zeytin olmakla birlikte, yeşil zeytin üretimi son yıllarda  artmaktadır.

Zeytin üretimimizin %75 i yağlık, %25 i sofralıktır.

Ülkemizde Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Ege, Marmara, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde kuzeyde Artvin’den güneyde Hatay’a kadar uzanan kıyı boyunca ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Mardin’e kadar olan illerde zeytincilik yapılmaktadır.

Beş zeytinci bölge içinde ağaç varlığı ve üretim kapasitesi ile Ege Bölgesi birinci sırada yer almakta, onu, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi izlemektedir.

Genellikle diğer ürünlerin yetişmediği toprakları değerlendiren zeytin ülkemizde daha çok meyilli arazilerde yetiştirilmektedir.

 MODERN ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİNİN AMAÇLARI

1. Birim alandaki ağaç sayısını arttırmak (sık dikim yapmak).

2. Birim alandan alınan ürün miktarını arttırmak (sulama yapmak).

3. Kaliteli ve sağlıklı ürün elde etmek.

Ülkemizdeki zeytin ağaçları bir yıl çok, izleyen yıl ise az ürün vermektedir. “Periyodisite” denilen bu olgu üreticiler tarafından “var yılı -yok yılı” olarak bilinmektedir. Periyodisite bir ölçüde zeytin ağacının genetik özelliğidir. Ancak, zeytinin hasat edilme biçimi de periyodisitenin şiddetini arttırmaktadır. Özellikle, ülkemizde hasadın çırparak ya da benzeri şekillerde dallara zarar vererek yapılması gelecek yılın ürününü olumsuz etkileyerek periyodisiteyi arttırmaktadır.

Ayrıca, budama zamanı ve yönteminin, gübrelemenin, sulamanın, toprak ve ağaç bakımının, hasat edilme şeklinin, hasat zamanının ve iklimin periyodisitenin artma veya azalmasına etki ettiği de bilinmektedir. Türkiye’de periyodisitenin verime etkisi çok yüksektir. Yapılan bir araştırma sonucunda Türkiye’de son 20 yılda periyodisitenin etkisinin %52’dolayında olduğu bildirilmiştir. Ülkemizdeki zeytinlerde var yılı veriminin, yok yılı veriminin 5 katı olduğu da saptanmıştır. Zeytin yetiştiricileri üretim sırasında kültürel uygulamalara yeterince önem verdiği takdirde periyodisitenin etkisinin azalması da beklenmelidir. Nitekim sulama, gübreleme, budama vb. kültürel uygulamaların büyük ölçüde yapıldığı İspanya’da zeytinlerde periyodisite sadece % 20 dolayındadır.

TÜRKİYE’DE ZEYTİN YETİŞTİRİCİLİĞİ 

Ülkemizde Akdeniz ikliminin hâkim olduğu Ege, Marmara, Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde kuzeyde Artvin’den güneyde Hatay’a kadar uzanan kıyı boyunca ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde Mardin’e kadar olan illerde zeytincilik yapılmaktadır.

Beş zeytinci bölge içinde ağaç varlığı ve üretim kapasitesi ile Ege Bölgesi birinci sırada yer almakta, onu, Marmara, Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi izlemektedir.

Genellikle diğer ürünlerin yetişmediği toprakları değerlendiren zeytin ülkemizde daha çok meyilli arazilerde yetiştirilmektedir.

Mevcut ağaçlarımızın %90 ’ı verim çağında olmasına rağmen ağaç başı verim düşük düzeydedir.

Son yıllarda nüfus artışı tüm dünya ülkelerini tarımsal ürün açısından üretim artışına zorlamaktadır.

Verim ve kalite artışı için ilk etapta değerlendirme amacına uygun üstün nitelikli bitkisel materyalin kullanım, sulama, gübreleme, budama, toprak işleme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi kültürel önlemlerin tekniğine göre yapılmasıyla gerçekleştirilir.

Türkiye’de son yıllarda farklılık göstermekle birlikte zeytin çoğunlukla tarımsal işletmelerde diğer ürünlerle birlikte yer almaktadır.

Marmara Bölgesi, Edremit Körfez ve Muğla-Milas gibi yoğun zeytin yetiştiren yörelerde zeytincilik mono kültür olarak bulunmakta ve halkın geçiminde önemli rol oynamaktadır.

Zeytinlikler dağların denize paralel olarak uzandığı yerlerde kıyıya yakın alanlarda, dağların kıyıya dik olduğu yerlerde vadiler boyunca ilerleyerek 100–150 km kadar içeriye giren alanlardadır.

Türkiye’de Zeytin Ağaç Sayısı, Zeytin ve Zeytinyağı Üretimi

Yıllar

Ağaç Sayısı

Zeytin Üretimi (Ton)

Dikim Alanı (ha)

Zeytinyağı Üretimi (Ton)

Meyve Veren

Meyve Vermeyen

1980

73.750.000

7.500.000

1.350.000

491.667

170,000

1990

79.600.000

5.960.000

1.100.000

537.333

80,000

2000

89.200.000

8.570.000

1.800.000

594.333

190,000

2005

93.500.000

11.500.000

1.750.000

605.500

145,000

2010

 111.397.831  45.757.988  1.415.000

                                                                                                   Kaynak: UZK; TEAE, FAO; DİE.

Mevcut ağaçlarımızın %90 ’ı verim çağında olmasına rağmen ağaç başı verim düşük düzeydedir.

Verim ve kalite artışı için ilk etapta değerlendirme amacına uygun üstün nitelikli bitkisel materyalin kullanım, sulama, gübreleme, budama, toprak işleme, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi kültürel önlemlerin tekniğine göre yapılmasıyla gerçekleştirilir.

Zeytinlikler dağların denize paralel olarak uzandığı yerlerde kıyıya yakın alanlarda, dağların kıyıya dik olduğu yerlerde vadiler boyunca ilerleyerek 100–150 km kadar içeriye giren alanlardadır.