ZEYTİNYAĞI VE KANSER

Yapılan pek çok klinik ve epidemiyolojik çalışma sonuçlarına göre, genel olarak tüketilen günlük gıda çeşidi ve vücuda alınan toplam enerji ile, kolon, meme, yumurtalık ve prostat kanserlerine yakalanma riski arasında oldukça güçlü bir ilişki olduğu ifade edilmektedir. Ancak saptanan bu ilişkide, tüketilen yağ çeşidinin pek fazla etkili olmadığı da ileri sürülmektedir.

Bununla birlikte değişik ülkeler bazında yürütülen kapsamlı çalışmalarda ulaşılan bulgulara göre, söz konusu kanser tiplerine yakalanma riskinin ve bunlardan kaynaklanan ölüm oranlarının, Akdeniz Ülkelerinde, diğer ülkelerdekine kıyasla daha düşük olduğu ifade edilmektedir. Ancak ulaşılan bu bulguları için getirilen yorumlarda yine de farklı görüşler ileri sürülebilmektedir. Çünkü genel olarak yukarıda değinildiği gibi bir bulguya ulaşılmışsa da, bir ısım araştırıcılar tarafından ortaya konan sonuç ve görüşler, aynı konuda çalışan diğer araştırıcıların bulgu ve görüşleri ile çelişebilmektedir. Örneğin İtalya, İspanya ve Yunanistan gibi Akdeniz ülkelerinde söz konusu kanserlere yakalanma riski ve bunlardan kaynaklanan ölüm oranlarının oldukça düşük olması, söz konusu ülkelerdeki zeytinyağı tüketiminin yüksek olması ile açıklanmaktadır. Buna karşın söz konusu hastalıkların ortaya çıkışında, tüketilen yağ miktar ve çeşidinden çok alınan toplam enerji yüksekliğinin daha önemli olduğu belirtilmektedir. Bunun yanında genel olarak kadınlarda saptanan kolon ve meme kanseri oluşumunda ise, tüketilen katı yağın çok önemli bir etken olduğu da özellikle belirtilmektedir.

Günümüzde uluslararası ortak bir görüşe göre, hayvansal gıdalar ile fazla miktarda yağ tüketilmesi, kanser tümörlerinin oluşum ve gelişimin için en önemli neden olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte kanser tümörlerinin oluşumu üzerine tüketilen yağın etkisinin oldukça düşük olduğu ve vücuda alınan toplam enerji ile hayvansal gıdaların kısıtlanması halinde, kanser oluşum riskinin daha belirgin bir şekilde düştüğü, daha çok ileri sürülmektedir. Aslında kalp-damar hastalıklarında olduğu gibi, kanser oluşumu üzerinde de başta genetik yatkınlık olmak üzere pek çok etkenin rol oynadığı göz önüne alındığında, kanserin tüketilen yağ miktarı ve çeşidi ile ilişkisini saptamak oldukça zor görünmektedir. Bununla birlikte değişik ülkelerde yaşayan insanların sağlık durumları ile beslenme alışkanlıkları arasındaki ilişkiyi ortaya koyan klinik ve epidemiyolojik gözlemler, Akdeniz dieti ve bu diette tüketilen başlıca yağ olması nedeniyle zeytinyağının olumlu etkilerini, hiçbir şekilde yadsımamak gerekmektedir.

Günümüz gelişmiş toplumlarında insan sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden, kalp-damar hastalıkları ve değişik kanserlerin ortaya çıkışında, genetik yatkınlık birinci derecede rol oynuyorsa da, yaşam sürecindeki değişik evrelere ait geçmiş de, bu konuda etkili olmaktadır. Bu nedenle insanın değişik dönemlerinin de özellikle beslenme yönünden irdelenmesi gerekmektedir.

Kanser

Genellikle kontrolden çıkan hücrelerin sürekli çoğalmalarıdır.

Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlerdir.

Normalde hücreler komşu hücrelere yapışarak ilişkilerini devam ettirirler.

Kanser hücreleri, başka dokulara sızma ve yayılma (metastaz) özelliği gösterir.

Kanseri Önlemede Uluslararası Öneriler

Amerikan Kanser Topluluğu rehberi 6 öneri içermektedir.

Obeziteden kaçının,

Yağ tüketimini azaltın,

Günlük beslenmenizde meyve ve sebze tüketimini arttırın,

Bütün tahıl, meyve, sebze gibi lifli gıda tüketimini arttırın,

Eğer içiyorsanız, alkollü içecek alımını azaltın,

Tuzlanmış, nitratlanmış ve tütsülenmiş gıda tüketimini azaltın,

Kanser Neden Öldürür?

Kanser giderek artan bir sağlık ve yaşam sorunu durumundadır.

Batı toplumlarında her yıl 250-300 kişiden biri kansere yakalanmaktadır.

Ülkemizde yaygınlığı bunun yarısı kadar olduğu tahmin edilmektedir.

Ölüm nedeni olarak, kalp ve damar hastalıklarının hemen ardından gelmektedir.

Kanser hastalarının çoğu, kalp hastalığı veya başka enfeksiyonlar gibi kanserle ilgisi olmayan nedenlerden dolayı ölür.

Tümörün bulunduğu bölge ve tümörün yayıldığı bölgenin büyüklüğü, ölümü direkt veya indirekt olarak etkileyen nedenlerdir

Ölümün temel nedeni, beyin, akciğer, karaciğer gibi hayati önemi büyük olan organlarda tümör oluşması veya tümörün bu organlara yayılmasıdır.

Avrupa ülkelerindeki ölümlerin %20′ sini kanser oluşturmaktadır.

Bununla beraber, Kuzey ve Doğu Avrupa’ da kanser ölüm oranı en yüksek seviyede iken,

Akdeniz ülkelerinde kanser ölüm oranı en azdır.

Kanser ölümlerinin % 35 (%10- %70 arası) beslenmeden kaynaklanmaktadır.

Zeytinyağı

Yunanistan, İspanya, İtalya ve Amerika”da yapılmış güvenilir çalışmalar, özellikle meme kanseri ile yağ tüketimi arasında bir bağlantının olabileceğini göstermektedir

Doymuş yağ (hayvansal yağlar, margarinler) tüketenlerde meme kanseri sık görülürken, zeytinyağı tüketenlerde bu oran bir hayli azalmaktadır.

Diğer taraftan çalışmalar düzenli olarak zeytinyağı tüketenlerde kalınbağırsak, prostat, mide ve pankreas kanserine yakalanma riskinin daha az olduğunu göstermektedir

İsveç’teki Karolinska Enstitüsü’nden 8 bilim adamının 61.471 kadın üzerinde yaptıkları araştırma da Zeytinyağı kanser riskini yüzde 50’ye yakın azaltmaktadır

Zeytinyağının içinde bulunan Oleiprine adlı madde sayesinde kanserli hücreler yok edilerek kansere karşı hücreleri korur.

Zeytinyağı üretim aşamasında ısıyla temas etmemesi gerekir. Bu nedenle sağlıklısı Riveriya değil, Sızma olanıdır. Aslında en doğrusu, kokusuna alışıp mümkün olduğunca az veya hiç rafine edilmemişi kullanmaktır.

Zeytin ağacının dalları, yaprakları ve reçinesi olduğu kadar, yağıda yıllardır ilaçların bileşimlerinde yer alan doğal maddelerden birisidir, doğal bir ilaçtır.

 Oleik Asit

Chicago’daki Feinberg Üniversitesi’nde zeytinyağındaki oleik asidin Her-2/Neu ya da ERB B-2 adlarıyla bilinen kanser geninin seviyesini önemli oranda düşürdüğünü saptamışlardır

Laboratuar şartlarında yapılan deneylerde, meme kanserinde Her-2/Neu seviyesi, oleik asit sayesinde yüzde 20 oranında azaldığı tespit edilmiştir.

Oleik asidin Kanserli hücreler üzerinde yapılan çalışmalarda tedavi etkisini artırarak hastaların ömrünü uzattığını göstermiştir.

Zeytinyağının “faziletleri”, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından da geçen Kasım ayında resmen kabul edilmiştir.

Squalene

Köpekbalığı karaciğerinde bulunan Squalene maddesi tümörlerin yok edilmesinde yapıtaşıdır. Kanser tedavisinde başarı ile kullanılmaktadır.

Squalene maddesi en çok Geleneksel yöntemlerle çıkarılmış sızma zeytinyağıdır. Zeytinyağında yüzde 2 oranında Squalene bulunur.

Günde en az 100 ml zeytinyağı tüketen bir kişi gerektiği kadar Squalene almış olur.

Kolon Kanseri

Başta Güney ve Kuzey Avrupa, Avustralya, Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri’nde olmak üzere 28 ülkede yapılan bir çalışmada, et, balık ve zeytinyağından oluşan bir diyetin kolon kanseri üzerindeki etkisi araştırılmıştır.

Et ve balığın kolon kanseri riskini arttırdığı, zeytinyağının ise azalttığı görülmüştür.

Akdeniz diyetinin başlıca yağı olan zeytinyağının kolon kanserini % 25 oranında önlediği bildirilmiştir.

Meme Kanseri

İtalya’da La Vecchia ve ark.,

2564 kadın hasta üzerinde yaptıkları çalışmada, zeytinyağı kullananlarda hastalığa meme kanserine yakalanma riskinin düşük olduğunu belirlemişlerdir.

İspanya’da Martin-Moreno ve ark.,

Zeytinyağının meme kanseri riskini azalttığını,

Yunanistan’da ise, Trichopoulou ve ark.,

Zeytinyağının meme kanserine yakalanma oranının düşürdüğünü bildirmişlerdir

Yumurtalık Kanseri

Yunanistan’da Tzonou ve ark., 

189 kadın ve 200 kontrol üzerinde yaptıkları çalışmalarda, zeytinyağının yumurtalık kanseri riskini azalttığı ve önlediğini saptamışlardır.

İtalya’da 1992 ve 1999 yılları arasında

1031 hasta ve 2411 kontrol üzerinde yapılan bir çalışmada, zeytinyağının yumurtalık kanseri riskini azalttığı tespit edilmiştir.

Ancak, tohum yağlarının, tereyağı ve margarinin hastalık üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı bildirilmiştir.

Akciğer Kanseri

Fortes ve ark.,

Roma’da 1993-1996 yılları arasında yaptıkları çalışmada, alınan besinlerle akciğer kanseri riski arasındaki ilişkiyi araştırmışlardır.

342 birinci derecede akciğer kanseri hastası ile 292 kontrol üzerinde yaptıkları araştırmada zeytinyağının hastalığa yakalanma riskini önemli derecede azalttığını ortaya koymuşlardır

Deri Kanseri

Fortes ve ark., Roma’da 1993-1996 yılları arasında yaptıkları çalışmada,

Deri kanseri sıklığı her iki cinste de yüksek olmakla birlikte, kötü huylu melanom dışındaki deri kanserlerinde zeytinyağı tüketenlerde ölüm oranı çok düşük olduğunu tespit etmişlerdir.